Yapay zeka terimiyle ilk karşılaşmam oyunla olmuştur. Oyunda düşman olarak gösterilen karakterleri vurmaya çalışırken bazı karakterler benim yaptığım atıştan kurtulmak için sağa sola kaçıyor ya da siper alıyordu. Bu benim gibi cahil insan için müthiş bir olaydı. Nasıl olmaz? Sen öldürmek için atış yapıyorsun ve düşman sanki gerçek bir karaktermiş gibi senin atışından kaçıyor, menzilinden çıkıyor. Ve bu tarz bir gelişimin sadece oyunlarda yapılabileceğine inanıyorduk; çünkü gözümüz oyun aklımız oyun görüyordu.
Yapay zeka, bilgisayar vb. aletlerin çeşitli faaliyetleri insanlara benzer şekilde yapma becerisidir. Bu tanım ile bakacak olursak bilgisayarlar ile yaptığımız her şeyin bir yapay zeka ürünü olduğunu söyleyebiliriz. Fakat günümüzde her teknolojik aletin yapabildiği bir işi, görevi artık yapay zeka ürünü olarak görmüyoruz. Bilgisayar olarak çıkan ilk hesap makinesi nasıl ki kendi zamanında bir yapay zeka sınıfına girdiyse, şimdilerde bu tip işleri yapan aletlere olağan bakmaktayız. İnsanlar arasındaki ilişkiler de böyledir. Düne kadar okuma yazma bilenler bir alim olarak görülürken bugün sıradanlaşmıştır. Hatta okuma yazma bilmeyenlerle karşılaşınca şaşırıyoruz. Nasıl ki insanları bilgi ve becerilerine göre sınıflandırıyorsak Yapay Zeka alanında yapılan işlemleri de sınıflandırıyoruz (yapay zeka türleri).
Oyun dünyasından kurtulup başka mecralara yöneldiğimizde, Facebook’un da bize kaybettiğimiz akrabalarımızı bulunca Yapay Zeka’ya daha farklı gözle bakmaya başladım. Elbette bizim kültürümüzde akrabanı bilmemek normal bir şey değildir. Akrabanı, sık sık olmasa bile düzenli bir şekilde arayıp sormamak diye bir şey düşünülmez. Batının unutmuş olduğu bu ilişkileri Facebook bir yapay zekayla benzeri bir insani ilişkileri kurması beni çok şaşırttı. Neredeyse nokta atışına varana kadar ilişki bağını kurmayı başaran Facebook tüm dünyada hızla büyüdü. Akrabaların haricinde binlerce arkadaşın olduğu gibi duvar olarak adlandırılan facebook sayfanda senin ilgi alanına göre ve en çok ilgilendiğin arkadaşlarından gelen paylaşımları görme ve bir gördüğün şeyi tekrar görme olasılığını düşürüp sayfanı her açtığında yeni ama bir o kadar da senden olan paylaşımların gösterilmesini müthiş bir gelişme olarak gördüm.
Bu şekilde kurulan kurgusal bir yapay zekaya alışamadan Siri, Ceyda, Sophia gibi bizle sohbet eden yapay zeka ürünleri çıktı. Sadece hava durumu, arayanlar, randevular gibi kısıtlı işler yapabilen bu yapay zekalar dahi beni hayretten hayrete sürüklüyor.
Yapay Zeka Nasıl Yazılıyor
Yapay Zeka’nın gelişimi bilgisayarların gelişimiyle orantılıdır. Bilgisayarlar verilen direktifleri yerine getirebilmesi için öncelikle anlaması gerekiyor. Bilgisayarın anladığı tek bir dil var ve o dilin de “0” ve “1”den oluşan iki basit elemanı var. “0” ve “1” dışında hiçbir şeyden anlamayan bir bilgisayar, nasıl oluyor da insanların işlerini böylesine kolaylaştıran ve eğlendiren ürünleri işleyebiliyor? Bilgisayar için 0 ve 1’lerden oluşan algoritmayı okumak hiç de zor değil. Asıl zor olan insanların bunu okumasıdır. Bunun için Bilgisayar ile insanların iletişim kurabilmesini sağlayan yazılım dili (dilleri) ortaya çıkmıştır. Bu yazılım dilleri sayesinde bilgisayarlara yapacağı görevleri verebiliyoruz.
İlk ortaya çıkan dillere “Makine Dili” deniliyor. Bunlar ARM, INTEL, IBM 360, Sun SPARC, ASEM-51, BAL, COMPASS, FAP, FASM, NEAT, TASM gibi dillerdir. Fakat bu dillerin öğrenilmesi-yazılması çok zordu. Daha kolay ve daha anlaşılır yazılımlar üretmek için Fortran, Cobol, BASIC, ALGOL, C, C++, Delphi, Java gibi diller ortaya çıktı. Belirli ihtiyaçlarda uzmanlaşmış hazır şablonlar ile pratik çözümler geliştirmeye yönelik, veri yönetimi, analitik, formlar için SQL, Oracle Forms, PostScript, ABAP, Mathematica, Borland Delphi, ColdFusion gibi çeşitli özel diller de ortaya çıktı.
Bilgisayarlar geliştikçe kullanılan yazılım dillerinde de değişimler oldu. Çok daha zor işlemler yapan algoritmalar üretebilmek için farklı yazılım dillerine ihtiyaç duyuldu. Bilgisayarlardaki işlem hızının artması, hard disklerdeki büyük alanlar ve grafik işlemcilerdeki gelişimler yazılım dillerin çeşitlenmesine etki etmiştir. Karmaşık algoritmalar yazabilmek için kullanılan yazılım dilinin daha anlaşılır ve esnek olması gerekiyor; bu ise makine dilinden uzaklaşmamızı kolaylaştırdı. Daha kolay bir dil çok daha güçlü yazılım yazmayı getirdi.
Teknolojinin gelişimi, bilgisayar dilinin gelişimi ve yazılımın gelişimi ortaya çeşitli yapay zekalı ürünlerin çıkmasına fırsat vermiştir. Facebook saniyeler içerisinde kullanıcıların beğenilerini dökebiliyor, google saniyeler içerisinde ziyaretçilerinin ilgili oldukları konuları bulabiliyor, twitter saniyeler içerisinde milyonlarla iletişim halinde kalabiliyor. Her bir bilginin kaydedilmesi, saklanması sorun olmadığı gibi bu bilgilerin yorumlanması da sorun olmaktan çıktı.
Teknoloji ile birlikte yazılım dillerindeki bu gelişmeler Yapay Zeka gelişimin önünü açmıştır. Detaylara boğulmadan daha kolay kod yazmanın önünü açan yeni nesil yazılım dilleri ile yapay zekanın başlangıcı gerçekleşmiştir.