Anlamdan Algoritmik Anlatıma
26 Şubat 2017
Enformasyona Musallat Çarpık-Sapık Konnektivite... 1629’da Descartes’ın “decimal numbering” meşgalesi olan, kelimeleri numara indislere tahvil etmek ile Enformasyon Teorisi müellifi C. E. Shannon’un 1940’lardaki “kelimelerdeki ayrıksılık” meşgalesi arasında yeni bir establish olarak anlamın modellenmesi sergüzeşti, enformasyona musallat çarpık-sapık bir konnektivite inşaı değilse eğer, gelegeldiğimiz şu bilişim teknolojileri özerkliği/dokunulmazlığı neyin nesidir!? 17.yy’da Leibniz’in “daha çabuk hesaplamanın yöntemlerini araması” çağdaşı Edmund Halley’in John Graunt’un sigortacılar için yarayışlı bir “tecimsel aklediş cihazlanması” arayışı seferberliği değil midir yani!? 18.yy’da Condorcet insan zekasının ilerlemesini soruştururken “insan aklının kaştardığı herbir suni şeye, gerçeği bilmeyi kolaylaştırıcı ve yanlışı da kesinlikle ihtimal dışı tutucu kesinlik ve açıklık kıymeti veren bir dil” araştırmayı hedef göstermiyor muydu!? 19.yy’da George Boole “algoritmik anlatım” uğraşısıyla hangi mirasa ekim yapıyordu sanki!? Uzam ille de öznellikten özdeşliğe çarpıtabilinmeli miydi yani!? Bir şeye, o şey olmaktan başka bir hudut ihdas etmenin ve o tahdidin her mahal ve zamanda mutlaklaştırılmasının alemi nedir yani!?